“Almanlar ‘Das tapfere Schneiderlein’ İçin ‘Bizim Terzi’ Diyorlar”

Harun Olgun, 17 yıl önce Worms‘ta terzilik yapmaya başladı ve bu mesleğin kendisine babasından ve hatta atasından geldiğini belirtiyor. Olgun, çocukluğunda babası tarafından terzihanesine götürülerek mesleği öğrendiğini anlatıyor ve ne zaman tam olarak terziliğe başladığını hatırlamadığını ifade ediyor.

Gaziantepli bir terzi olan Harun Olgun, dükkânının adını ünlü bir Alman masalı olan „Cesur Terzi“den esinlenerek seçtiğini söylüyor. Bu ismin Almanlar tarafından çok beğenildiğini ve kendisine bir ayrıcalık kattığını dile getiriyor. „Cesur Terzi“ masalının kahramanının hikayesini anlatarak bu ismi festivallere katılarak tanıttığını belirtiyor. Harun Olgun, önce Ludwigshafen ve Mannheim‘da çalıştıktan sonra
Worms‘ta terzilik yapmaya karar verdiğini ifade ediyor ve şehir boyutunun iş yapma konusunda bir fark yaratmadığını söylüyor. 17 yıldır bu şehirde ayakta kalmayı başarmanın sırrının dürüstlük olduğunu vurguluyor ve bu dürüstlüğün, meslek ahlakına uygun davranışları içerdiğini belirtiyor.
Harun Olgun, giyim konusunda en önemli unsurun insanın kendisine uygun olanı seçmesi olduğunu söylüyor. Bedenine uymayan veya rahatsızlık veren bir elbise almanın mantıklı olmadığını vurguluyor. Giyim konusunda ilk izlenimin önemine dikkat çekiyor ve „Devir ye kürküm ye devridir“ diyerek giyimin önemini vurguluyor.
Son olarak, Harun Olgun mesleğine olan güvenini ve mesleğini altın bilezik gibi değerli bulduğunu belirterek, dünyanın neresine giderse gitsin başarılı olabileceğini söylüyor. Mesleğine olan bu güvenin kendisi için altın bir bilezik kadar değerli olduğunu ifade ediyor.