SEÇİME GİTMEYEN SEÇİMİNİ YAPMIŞTIR

Soru: Göçmen kökenli vatandaşların Mannheim’da yapılan yerel seçimlere bakış açısı nedir?

H. AYAĞLAR: Benim aktif bir şekilde seçim çalışmalarına dahil olmamla birlikte vatandaşların depolitik ve demotive olgusu arkasında aslında bilgi eksikliği yatıyor. Bu tutumda vatandaşları Almanya’daki siyaset bilincinden uzaklaştırıyor. Ana dildeki televizyon, radyo ve sosyal medya buradaki hayattan uzaklaştırdığını düşünüyorum. Böylece anavatandaki siyaset buradakinin önüne geçmiş oluyor. Ve tüm ilgi ve duyarlılık oraya yöneliyor. Keşke Türkiye’deki seçimlere gösterilen ilgi burada da gösterilse. Çünkü biz burada yaşıyoruz ve adımıza verilen kararlarda da söz sahibi olmamız gerekiyor.     

Yerel Siyasetin Önemi

Soru: Yerel siyasetin önemi nedir ve neden dikkate alınmalıdır?

H. AYAĞLAR: Bir ülkenin genel siyaseti aslında öncelikle yereldedir. Bir çoğumuzun karıştırdığı alanlar ise federal ve yerel politikadır. Mannheim’da bugünlerde bir çok parti tarafından hummalı bir seçim çalışması yapılırken vatandaşların ilgisi çoğu zaman Berlin siyasetine yönelik oluyor. Belediye çalışmalarını kapsayan ve bizi yakından ilgilendiren konu ve alanlar kreş, okul, işletmeler, çöp sorunu, resmi daireler vesairedir. Özellikle biz göçmen kökenli vatandaşların dilini, dinini, kültürünü ve mantalitesini bilen kişilerin idareyle köprü vazifesi görmesi gerektiğini düşünüyorum.

Soru: Doğru adayları nasıl seçebiliriz?

Mannheim’da 48 Belediye Meclis Üyesi var. Bir seçmen olarak benim de aday seçiminde belirli kriterlerim olması gerekiyor. Hangi üyeyi tanıyorum? Sorunumu kim dile getirebilir? Çözümü nerde bulabilirim? Geçmişte hangi aday topluma faydalı olmuştur? Hatır gönül oylama yerine etki ve yetkisi olan aday seçmek gerekiyor.

Seçim Katılımının Zorlukları

Soru: Seçmenlerin karşılaştıkları zorlukları nelerdir?

H. AYAĞLAR: Seçme hakkına sahip ama hiç seçime gitmemiş vatandaşlara rastlıyorum. İtiraf etmeliyim ki, seçim prosedürü de kolay değil. Mektup yoluyla gelen seçim bildirimini ve daha sonraki oylama alternatifleri kafa karıştırabiliyor. Temennim gelecekti daha çok daha çok dijital alanda seçim yapılmasıdır.

Seçim Katılımı ve Demokratik Hakların Kullanımı

Soru: Seçime gitmek neden önemli?

H. AYAĞLAR: “Ben seçmiyorum, benim oyum ne değiştirebilir ki,” gibi söylemleri çok duyuyorum. İçinde yaşadığımız toplumda bize verilen demokratik söz hakkını kullanmadığımız zaman, bu hakkı kullananların dizayn etmiş oldukları ve bizim için öngördükleri toplumda yaşamaya mahkumuz. Şunu demek istiyorum: Seçime gitmeyen aslında çoktan seçimini yapmıştır.

Hak ve Mecburiyet

Soru: Sizce mutlaka seçime gidilmeli mi?

H. AYAĞLAR: Hak ve mecburiyet arasında bir fark var. Yani oy hakkım var, fakat kullanma mecburiyetim yok. Ama yaşadığım toplumda hakkımda verilen kararlarda ben de söz sahibi olmak istiyorum. Siyaseti çok uzak bir kavram olarak düşünüyoruz, eğer içinde aktif bir rol almazsak. Eğitim, sağlık, vergi, istihdam gibi bizi yakından ilgilendiren tüm konular siyasete dahildir. Hatırlayalım geçirmiş olduğumuz pandemi sürecinde de kararlar ve kısıtlamaları sağlıkçılar değil siyasiler tarafından verildi. Eğer beni ilgilendiren bir alanda karar verilecekse ve benim burada demokratik söz sahibi olmamın unsuru bir oy ise bunu kullanmam lazım.  

Ötekileştirme ve Yerel Siyaset

Soru: Mannheim yerel seçimlerinde aday olarak gösterildiniz. Sizi farklı kılan nedir?

H. AYAĞLAR : Belediye Meclisi adayı olarak temsiliyetimi tüm toplum için ortaya koyuyorum. Doğma büyüme üçüncü nesil göçmen kökenli bir Mannheimlı olarak yaşadığım şehri çok iyi tanıyorum. Tüm eğitimimi bu şehirde aldım, mesleğimi de burada icra ediyorum. Yaptığım işten ve çok küçük yaştan beri aralıksız dernek ve sivil toplum örgütlerinde yer almamdan dolayı bu şehrin farklı dokularını çok iyi biliyorum. Özellikle mensup olduğum kültürden insanların sorunlarına vakıfım. Bir ev hanımının, bir esnafın, bir akademisyenin veya bir öğrencinin avantaj ve dezavantajlarını doğru değerlendirebiliyorum. Bu şehirde yaşıyorsanız eğer, bu toplumu sadece Almanlar ve Türkler diye ayrıştırmak yanlıştır. Mültikültürel bir yapıya sahip olan Mannheim’da 170’den fazla farklı milletler yaşıyor. Sorunlar benzer, fakat çözüm yolları farklılık gösterebilir. Burada doğru çözüm yolunu bulmak ve sorunları daha kolay bir şekilde çözmek için genel idare sistemini iyi bilmek gerekir. Sürekli Almanya’nın federal politikasını eleştirmek yerine içinde bulunduğumuz toplumda etkili, bilgili ve tecrübeli adaylardan yana seçim yapmak gerekir.       

Ayrıştırma ve Temsil

Soru: Türkiyeli siyasetçilerin adaylık sürecinde karşılaştıkları ayrıştırmalar hakkında ne düşünüyorsunuz?

H. AYAĞLAR: Bu sürecinde karşılaştığım ve aslında bizim toplumumuzda çok yaygın olan başka bir şey ise, Türkiyeli bir siyasetçinin adaylığı söz konusu olduğu zaman, neredeyse soy kütüğünün araştırılmasıdır. Kimdir? Ne iş yapar? Nerelidir? Mezhebi nedir? gibi sorular yerine, hangi tecrübelere dayanarak ve hangi bilgilere sahip olduğunu, bu topluma siyasi platformda veya genel idarede nasıl katkıda bulunabileceğini sorgulamalıyız.

Temsil ve Tanıma

Soru: Gelecekle ilgili düşünceleriniz nedir?

H. AYAĞLAR: Bugün vatandaşların şahsi meselelerine sade bir vatandaş olarak müdahil olmam yasal çerçevede her zaman mümkün olmuyor. Ancak Meclis Üyesi sıfatıyla resmen çözüm süreçleri daha verimli olur. Mannheimla ilgili beni yakından ilgilendiren ana konular belirli semtlerindeki gettolaşma, ana okul-kreş ve ev bulma sorunu. Fırsat eşitliliğine rağmen bazı semtler arasında farklılıklar var. Çok fazla gündemde olmayan fakat gittikçe önem kazanan bir konu ise yaşlılarımızdır. Onlara yönelik çalışmalarda yer almayı çok isterim.

Soru: Son olarak ne söylemek istersiniz?

H. AYAĞLAR: Yaşadığımız toplumda söz hakkına sahip olduğumuz bilinciyle hareket etmeliyiz. Tekrar ediyorum, sessiz kalmak kabul etmektir.